EY YAR! NE OLUR BİR ANNE AĞITIYLA UĞURLA BENİ!
Ama sen ne olur görme düşü-şü-mü... Zaten yüz çevirmişken varlığıma, zahmete değmesin sesin. Sesi nefesim olan yârim... Şimdi boğulmayı da öğrenmeli çaresizliğim...
Kaçmazdım öyle Ölüme yakışan baykuş sesinde. Bedelini ödediğim o kadar yokluk varken Ey yar bilirsin İstanbul gibi zordu yıkılışım... Oysa şimdi yüreğim Filistin ellerinde...
Şimdi ellerimi yakasım geliyor kalem tutmasın diye... En iyi orduların bütün harfleri üstüme geliyor. Geceysem, günün yarısına adanmışsa adım her şey yarım olmak, yarım başlamak ve yarım kalmak zorunda mıydı? Kaptan sesin yakışır bu gece intiharıma...
Fikre zarar cümleler duydum güzel dudaklardan. Şimdi kan damlar dişlerimden... İplik büklüm olsun yağsız kalsın boynumda. Can vermek değil can çekmek istiyor bedenim...
Adım gece diye mi bu kara yazım... Oysa telaşa gerek yoktu doğum günümde. Yusuf’u ziyarete gelmiştim kuyuda... Şimdi özentimidir bilmem ruhumu köle pazarlarında pazarlıksız satışa çıkarışlarım...
Ama sen ne olur görme düşü-şü-mü... Zaten yüz çevirmişken varlığıma, zahmete değmesin sesin. Sesi nefesim olan yarim... Şimdi boğulmayı da öğrenmeli çaresizliğim...
Kaçmazdım öyle Ölüme yakışan baykuş sesinde. Bedelini ödediğim o kadar yokluk varken Ey yar bilirsin İstanbul gibi zordu yıkılışım... Oysa şimdi yüreğim Filistin ellerinde...
Gözümü kırpmaktan korkan gözkapaklarım hayaline isyan damlalar döküyor yanaklarıma. Tadına sen değmişsin; acı veriyor dilime. bu gece diyorum rengi fark eder mi kefenin? Namıma yakışsın cenazem. siyahlara gömsün beni sensizliğim...
vakit tamam... Uğruna dökeceğim kan hazır damarlarımda... Gözlerinde büyüttüğün o küçük çocuk var ya yüzünde sen diye bir gülümsemeyle bıraktı kendini uçuruma...
HADİ ÖLÜM NE OLUR AL YANINA BENİ...
VE SEN EY YAR! NE OLUR BİR ANNE AĞITIYLA UĞURLA BENİ...