İşte yine Sana döndüm, Sana geliyorum ya Rab!
Ruhumu tekbirlere adayarak,
Rahmetini dilenen umutlarıma kandiller yakarak,
Sana döndüm, Sana geliyorum ya Rab!
Bir inanç uğruna Sana açılan ellerle geliyorum,
Ellerim, rahmet dilenen bir gökkubbe misali,
ne bir ümitsizlik ne de bir samimiyetsizlikle…
Yorulmadan, incinmeden, usanmadan…
Yol aldım geliyorum hiç korkmadan.
Her dem umudum, her dem inancımla,
akıttım içime geliyorum Sana,
Nuruna muhtaç feri sönmüş gözlerle belki,
Belki Seni bulamamanın ızdırabı ile veya
Seni bulmanın tarifsiz sevinci ile…
İşte yine kaçtım öylesi zamandan, öylesi mekandan
Kaçtım çözüp benliğimin prangalarını,
Buldum kendimi Senin dergahında,
Bırakma ya Rab, yol aldım geliyorum Sana…
Gel bir müjde ol ya Rab! Bu yüreğe
Benliğime esir olmadan gel,
Gök kapılarını kapatmadan gel!
Yıldızlar dürülmeden!, gök kararmadan gel!
Nuruna muhtacım, ne olur bırakmadan gel.
Hiç ufku görmez deryada boğulurken bu gönlüm,
Tut elimden hicret görsün bu gönül,
Sana açılsın Sende boğulsun bu gönül,
Tut bırakma ya Rab! Sana muhtaç bu gönül.
Zifiri bir karanlık sarsa da ruhumu,
Engin bir umutla Seni beklerim hep,
Hasretin her dem içimde, kavrulsa da bu yürek,
Dilimde ve gönlümde bir haykırışla,
Sana yol aldım, Sana geliyorum ya Rab!.